Bütün eylemlerimizde bilinç dışının payı büyük.

Akıl yürütmeye alışkın olmayan kitleler, eyleme geçme konusunda oldukça hızlıdır.

Sadece romanlardaki insanlar, tüm hayatları boyunca değişmez karakteristikler sergiler.

Bazı fikirler ve duygular vardır ki ancak kitle halindeki bireylerde ortaya çıkar veya eyleme dönüşür.

Bir ırkın ruhunu oluşturan bilinç dışı unsurlar, ona mensup tüm bireylerin birbirlerine benzemesini sağlarken farklılaşmalarına yol açansa eğitimin ve özellikle de istisnai bir kalıtımın neticesine olan bilinçli unsurlardır.

Hipnotize edilmiş bir kişinin hipnotizmacısı önündeki büyülenmişlik haline benzer özel bir durumda bulduğunu dikkatli gözlemlerle ispat etmek mümkün görünüyor.

İnsanı yöneten, özümüzdeki unsurlardır, yani fikirler, duygular ve adetler. Kurumlar ve kanunlarsa ruhumuzun harici karşılığı, ihtiyaçlarının bir ifadesidir.

Gözle görülen fenomenleri, okyanusun derinliklerinde bulunan ve hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bir kargaşayı su yüzeyine taşıyan dalgalar gibi düşünebiliriz.

Kitle, tuhaf biçimde düşük seviyeli bir zihniyet sergiler.