222 Quotes About Roman

»Ich glaube nicht, dass er dich verachtet«, widersprach Furia, die in Liebesdingen auf die Erfahrungen zahlloser Romanheldinnen zurückgreifen konnte. Was sich in etwa so anfühlte, als läse man exotische Kochbücher, ohne je etwas anderes als Dinkelbrot zu essen.

Denken is overroepen, in de weer blijven, doen, niet omkijken, zo kan een mens het leven overleven.

Un roman trebuie să semene cu o stradă plină cu necunoscuți, pe unde trec două, trei ființe, nu mai mult, pe care să le cunoști pe de-a întregul.

Döne kıvrıla eşsiz bir manzaraya çıkan taş sokak, güzel biten çetrefilli bir hikayeyi andırıyor. Manzarayı seyrederken, göğsüne oturan soru işaretinin ağırlığından bir an için kurtuluyor. Otuz beş yaşında artık "anın cenneti" dediği yere girmeyi başarabiliyor. Geçmişin yükünden, geleceğin kaygısından uzaklaşıp anda var olmayı...

Ik weet niet wie ik ben en het raakt me niet. Dit is mijn lichaam en er is niemand thuis.

Tu sais, le mot FIN n'apparaît jamais quand tu termines un livre. Ce n'est pas comme au cinéma. Quand je referme un roman, je n'ai pas l'impression d'avoir terminé quoi que ce soit, si bien que j'ai besoin d'en ouvrir un autre.

Le roman est le genre humain par excellence
.

Roman sanatını canlı tutan şey, yazar ile okur arasında ortak bir kurmaca anlayışının olması değil, olmamasıdır. Bu anlaşmazlık ve aynalar arasına düşme duygusu, roman sanatını Decartesçı düşüncenin dışına taşır ve insanlığın düşünme, hayal etme, herkesi, her şeyi özgürce anlama özlemine seslenir.

Roman sanatını siyasi yapan şey, yazarların siyasi görüşleri ya da üye oldukları partiler değil; kültür, sınıf, cinsiyet vs. olarak kendimize benzemeyen birisini anlamak, ahlaki, kültürel, siyasi yargıdan önce şefkat duymak, yani bütün bu özdeşleşme ihtiyacı ve onun gücüdür.