#Yaşar Kemal
Quotes about yaşar-kemal
Yaşar Kemal, a towering figure in Turkish literature, represents a profound exploration of human resilience, cultural richness, and the indomitable spirit of the Anatolian people. His works, deeply rooted in the landscapes and folklore of Turkey, offer a vivid tapestry of themes such as courage, justice, and the struggle against oppression. People are drawn to quotes about Yaşar Kemal because they encapsulate the essence of his storytelling—an ability to weave the beauty and brutality of life into narratives that resonate universally. His words often reflect a deep empathy for the marginalized and a relentless pursuit of truth, making them timeless and relevant across generations. The quotes attributed to Yaşar Kemal serve as a beacon of inspiration, encouraging readers to reflect on their own lives and the world around them. They invite us to embrace the complexities of human nature and the power of storytelling as a means of understanding and transformation. Whether you are seeking wisdom, solace, or motivation, the words inspired by Yaşar Kemal offer a profound connection to the human experience, reminding us of the enduring power of literature to illuminate the path forward.
Evet...Adaletin, esitligin, ozgurlugun oldugu altin cag geride kalmistir; mert, yigit, onurlu, caliskan, yardimsever insanlar cekip gitmislerdir. Geride kalan kokusmus bir duzendir!..Evet..
Her çağın insanı, değişik etkilere, deyim yerindeyse modalara kapılıyor. Özellikle kitabın, sanatın meta haline dönüştüğü bir dönemde, dünyada akımlar, modalar yaratılıyor. Anglosakson modaları, Latin Amerika modaları, nouveau roman, postmodernizm, büyülü gerçekçilik modaları... Biri geliyor, biri gidiyor. Yaşar Kemal ilk gençlik yıllarımdan beri bana, bu akımlara kapılmamayı, modalara aldırış etmemeyi, köke sadık kalmanın önemini anlattı.
Zulme karşı koymamak kafirliktir" diyordu. "Çocuğunun rızkını, baba yurdunu korumamak, bırakıp gurbet ellere düşmek kafirliktir. Zulme karşı koymamak zalime ortak olmaktır. Korkmak, korkudan dolayı yılmak kafirliktir.
Bu dünya böyledir" diyordu. "Sular hendeğine dolar. İnsanlar doğar ölür, gün doğar batar. Ağaçlar büyür çürür. Sular akar, bulut ağar. Ağayı öldürürsün, ağa gelir yerine. Bir daha öldürürsün, bir daha gelir.
İnsanın içindeki adalet duygusunu köreltirsek, insanın insana saygısı kalmaz. İnsanın insana itimadı, hürmeti kalmayınca da bir yerde insanlık çok şey kaybeder, hayat çirkinleşir.
Sen ne sanıyorsun oğlum Memed, İnce Memedler bitecek mi sanıyorsun? Her insanın içinde bir mecbur kurdu, bir İnce Memedlik, bir Köroğluluk kurdu var. Köroğlu gitti İnce Memed geldi. İnsanoğlunun içinde bu kurt oldukça insanoğlu ne olursa olsun yenilmeyecek. Sen insanoğlunun içindeki kurtsun, ne olursan ol, nereye gidersen git. İşte insanoğlunun içindeki bu kurt yiterse insanlık da işte o zaman insanlıktan çıkar.
Amenna ben Türküm, Müslümanım, bundan başka da bir suçum var mı? Ben ne yaptım Yunanistana, ben ne yaptım Türkiyeye? Beni bir kedi yavrusu gibi boynumdan tutup Giritten buraya niçin attılar?
Bireycilik ateşini korkuyla birlikte körükleyeceksiniz, onların hepsi biz kardeşiz, yoldaşız, derler, aldırmayacaksınız. Onların çoğunun içinde bir bireycilik ateşi sonsuzca yanar, karıncaların birbirlerine düşmanlığı bu bireycilikten doğar, ölüm, yılgınlık, sevgisizlik bu bireycilikten doğar. Hiçbir kırmızı sakalın birbirini sevmesine fırsat izin vermeyeceksiniz.
Her karınca şimdi artık filler sultanına yaşam suyu, çiçek özü, türlü yiyecek arayan, ona saraylar kuran, taht yontan birer makina olmuştu. Ama hiç hiç düşünmeyen.